-Osmanlı’nın çöküşünde “Yabancılara özellikle de Yahudilere toprak satılması” olayı
Önemli bir sebeptir.
-Adana Valisi Şakir Paşa’nın günümüzde İsrail toprakları içinde kalan Akka yöresindeki çiftliği, yörenin Müslüman-Arap Belediye Başkanı, Müftünün de dahil olduğu ekip tarafından Yahudi banker Rotschild’e satıldı.
-Beyrut’taki bir grup hukukcu Padişah Abdülhamit’e uyarıcı rapor gönderdiler.
-Rapor metni “Şifre” kitabında yayınlandı.
X’in geceleri gözlerine uyku girmiyordu. Rüyasında bomba ve kurşun sesleri altında sağa sola kaçışan Filistinli çocukların kanlı görüntüleri, kızgınlıkla yürüyen ve bağırıp çağıran insanların kızgınlıkları, kadınların feryatları karşısında duygulanmamak mümkün değildi. Sabaha karşı bir vakitte kan ter içinde uyanıyor ve “Bütün bu olanlar nedendir?” sorusunu soruyordu kendi kendine… Bir zamanlar Osmanlı’ya bağlı Filistin topraklarında yaşanan olayların aslı esasını öğrenmesi gerekiyordu. Bu duygu ve düşünceler içinde hazırlıklarını yaptı. Osmanlı Arşivi’nin yolunu tuttu. Filistin yöresinde yaşanan olaylarla ilgili yayınları gözden geçirdi. Ahmet Uçar’ın “Filistin’i Kim Sattı? (Bak. Tarih ve Düşünce dergisi, Haziran-2002) makalesini dikkatle okudu. Osmanlı Arşivinde bulunan bir dosyadaki belgenin açıklaması yapılıyordu. X, “vatan topraklarının satılmasına isyan eden yöneticilerin İstanbul’a gönderdiği bir ihbarnamede yazılanları okurken bile titremeye başladı. Bir yanda gaflet ve delalet içinde bulunanlar, Olaylar karşısında suskun kalanlar, çıkarları uğruna işbirliği ve ihanet içinde olanların sergilediği olaylar açıklanıyordu, ihbarnamede… X, Belgenin aslı üzerinde yazılı olanları yeniden çözümleme çalışmalarını sürdürdü. Sayın Ahmet Uçar’ın yayınladığı çözümlenmiş metinde olayları perde arkasından yönetin kişinin adının “Baron Roşliye” olarak yazılmasının doğru olamıyacağını düşünerek tekrar tekrar aynı ismin kimliği üzerindeki çalışmalarını sürdürdü. Padişaha ihbarname sunanların belleğinde canlandırdıkları isim İngilizce “Rotschild” yazısının Osmanlı Türkçesi ile yazılışı olan “Roşild”in farklı bir okunuşu olsa gerek diye düşündü. Ve belge ile konuşmaya başladı. Bir ülke Osmanlı Topraklarının satılması ve yakın bir gelecekte yaşanacak felaketler haber veriliyordu.
Arşiv belgesi 15 Ağustos 1893 tarihinde kaleme alınmıştı. Osmanlı Hükümetinin Beyrut yakınlarındaki Şoraviye Nahiyesinin eski Müdürü Subhi ile Hayfalı ama aynı nahiyede Reji Müdürlüğü yapmış Ahmet ve Akka Savcı Yardımcısı Mehmet Tevfik efendi’nin ortak görüşlerin yansıtıyordu. “Öteden beri ata ve dedeleremizden bize ulaşan devletimizin sonsuza dek yaşaması düşüncesine bağlı kalarak” bu satırları yazıyor ve sizlere duyuruyoruz, padişahımız efendimiz düşüncesi yer alıyordu baş kısmında ihbarnamenin…
Osmanlı’nın Filistin topraklarının sahil kısmında yer alan Beyrut, Hayfa ve Bilka yöresinde yer alan arazilere izinsiz olarak Yahudilerin yerleştirilmesi ile ilgili bilgiler veriliyor ve bu duruma sebebiyet veren yöneticilerin rüşvet ve iltimasla çalışmaları açıklanıyordu.
1890 yılı içinde Hayfa liman yşehrine gelen bir gemiden Rusya ve Romanyalı 140 Yahudi’nin izinsiz olarak oturma izni alması ve o yörede satın alınan arazilere yerleştirilmesi olayını sonuçlandıran kişinin Baron Hirş’in adamları olan Musa Hankir ve Mayer Zifon oldukları söyleniyor… Onlarla işbirliği yapan şebekenin içinde de yerel öyneticiler oldukları… Bunların başında Akka Mutasarrıfı Sadık Paşa, Hayfa’nın önceki kaymakamı Mustafa Efendi, Akka Müftüsü Ali, Belediye Reisi Mustafa, Meclisi İdare azasından Necip’in isimleri geçiyor. Bir zamanlar Adana Valiliği yapan Şakir Paşa’nın Hayfa yöresinde 1800 liraya satın aldığı çiftlik arazisini on kat artırarak 18.000 liraya satışını yapmak için harekete geçtiler. Satış o kadar hızlı gerçekleştirildi. 140 Yahudi göçmenin yerleştirileceği deniz sahilindeki binlerce dönümlük boş araziler seçilmişti. Vapur’un Hayfa limanına yaklaşması ile birlikte bir gecede Polis memuru Aziz ve zabıta memuru Yüzbaşı Ali Ağa, göçmenlerin kimlik kontrolü ve limana girişlerini engellemeleri gerekirken… Tam tersi yapıldı. Göçmenler sahile indiler. Herkes onlara yardımcı oluyordu adeta… Belediye Başkanı Mustafa, Yahudilere sahte kemlik belgesi vermekle kalmadı. Onların çok önceden beri o civarda kaçak göçek yaşadıklarını ilere sürerek yerli ahaliden sayılmaları gerektiği ve dolayısiyle nüfusa geç yazıldıkları hakkında resmi belgeleri düzenledi. Şakir Paşa’nın çiftlik arazisinin satışından dolayı yardımcı olan yöneticiler 2 bin lira da ek para aldılar. Ve Yahudi göçmenler bir gün içinde yerleşim izni aldılar. Satış işinin içinde olan Akka Müftüsü Ali Efendi yaptığı karlı satıştan memnundu. Nereden bakılırsa bakılsın Şakir Paşa’nın 20 bin dönüme yakın arazisi bu şekilde değer fiat ile satılmış oldu. Akka ve Hayfa yöresinde Nablus ve Kudüs Sancaklarının bulunduğu arazilere yabancı Yahudilerin yerleşiminin önü açılmış oldu.
Filistin topraklarında kanunlar çiğnenerek yöneticiler tarafından rüşvet ve iltimasla arazi satılması olayının parde arkası “ihbarname” belgesine şu sözlerle yazıldı:
“Halen Baron Rotschild doğrudan yönetici olarak ilgi ve himayesinde bulunan binalar ve şimdiyekadar 700 haneye yaklaşan ve sadece Yahudilerle dolu olan Farin denilen köy, vaktiyle asıl sahibi mirascı bırakmadan ölen ve köyün mahlulat (yoklama) defterine kaydı lüzumuna ilam olunduktan sonra her ne yapılmış ise yapılıp Yahudilere satılmıştır”.
Bu satıştan sonra Hayfa ile Yafa şehirleri arasında bulunan Haşmezzerake’deki 30 bin dönüm arazi 15.000 liraya satılmıştır.
Bunun dışında Hayfa yakınlarındaki Karmel dağı yakınında 15.000 dönüm arazi Belediye Başkanı Mustafa’nın arayla girmesiyle Fransız Rahiplerine, araksından da aynı yere yakın 10.000 dönüm arazi Alman rahiplere kilise ve bina yapılması için satılmıştır. Bu gelişmeleri yakından izleyen Hayfa İngiliz Konsbolosu Schmidt’in araya girmesi ile 5.000 dönüm arazi madam Altes İngilize misyoner okulu açmak üzere satılmıştır.
Yabancıların kanunsuz yollardan toprak satın alarak Yahudileri kaçak yollardan aynı arazilere yerleştirmelerinin yasa dışı olduğunun farkına varan Akka Mutasarrıfı Ziver Paşa, Hayfa’da “arazilerin tahliye ve devlete geri verilmesi” davası açtı. Bu hususta da Trabluslu Muhittin Efendi’yi görevlendirdi. İver Paşa, mahkeme safahatını yakından izliyordu. Ne oldu bilinmez ama İstanbul’dan gelen bir tayin telgraf emri ile Çanakkale’ye gönderildi.
Aynı “ihbarname”nin düşündüren bir başka konu hakkında verdiği bilgiler ise ilgi çekici olduğu kadar da düşündürücü idi:
“Halen Akka’da sürgünde bulunan sahip olduğu sınırsız serveti ve nüfuzu sayesinde her istediğini yapmaya gücü yeten İranlı (Bahai) Abbas Efendi, aynı düşünceleri paylaştığı Belediye Reisi Mustafa Efendi, Mahkeme azasından Necip Efendi işbirliği yaparak , çaresiz fakir halkın elindeki araziyi çok ucuza satın alarak aşırı yüksek fiatlarla Yahudilere ve yabancılara satmaktadırlar”…
… “Kendilerine yakın olan köylerin çaresiz Müslüman halkına karşı her türlü zulüm ve baskıyı esirgemiyorlar. Hatta bir takım hatırlı Müslümanların ırzına bile saldırılmıştır.”…
Kayseri nahiyesindeki Yahudiler ayarı düşük akça basmaktadırlar. Olayı araştırmak üzere görevlendirilen Çerkez Ali’ye silahlı saldırıda bulunulmuştur”… “Bir büyük hükümet(devlet) kurmak için her türlü bilgiyi (okullarında) almakta olduklarını herkes söylemektedir”…
“Her karışı bir can değerinde olan şu yerler geçen zaman içinde yabancıların yararlanmasına bırakılmasına sebebiyet vermiştir”
Osmanlı Arşivinde bulunan bu belgenin tamamlayıcısı olan bilgileri/ şifreleri de çözmek gerekiyordu. Hayfa yöresinde Yahudi göçmenler için arazi satın alınmasında adı geçen Baron Rotschild’in kimliği ise Nathan Mayer Rotschild ( 1840-1915) olarak geçmektedir. Ve onun şöhreti de “Birinci baron” olarak bilinmektedir. Yahudilerin kutsal topraklara dönüşleri için elindeki bütün imkanları kullanmıştır. Padişah Abdülhamit’in bütün yasaklamalarına rağmen
Osmanlı yerel yöneticilerinin “Yahudi göçmenlere” rüşvet ve iltimasla Yahudi göç ve iskana ortam sağlamalarının arkasında Osmanlı’nın yüksek devlet görevlisi mason paşaların büyük rolü vardır. Ziver Paşa’nın görev yerinin birdenbire değiştirilmesinde de bu husususun önemli yeri vardır.
Sonraki yıllarda Abdülhamit, Yahudilerin Filistin topraklarına göç ve iskanına kesinlikle izin vermedi. Yahudiler,19. yüzyıl sonlarına doğru “Kutsal topraklara dönüş veYahudi anavatanında devlet kurma” düşüncesini canlandırdılar. Kudüs yakınlarındaki Sion veya Zion dağından ismini alan dini ve siyasi hareket örgütlendi. Dünya Siyonist hareketinin kurulmasına Avusturyalı Yahudi asıllı gazeteci Teodor Herzl öncülük etti. 1896-1901 yıllara arasında İstanbul’a gelerek Padişah ile 5 kez görüşme yapan Herzl, “Bütün Osmanlı borçlarının ödenmesi” karşılığında Yahudilerin Filistin’e göç ve yerleşimine izin verilmesini istedi. Ancak onun isteği Padişah tarafından kabul edilmedi.
Ayrıntılar: “www.cezmiyurtsever.com”dadır .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder