Osmanlı Padişahı, II.Abdülhamit, Yahudilerin Siyonist amaçlar uğruna Filistin topraklarına ve Kudüs’e yerleşmelerini engellemek için bütün yetkilerini kulandı.
-Kudüs Mutasarrıflık yönetimi ile merkezden idare edilmeye başlandı.
-Kudüs ve Filistin topraklarının %-80’i devlet veya vakıf arazisi olarak kabul edildi.
-Siyonist hareketin lideri gazeteci Theodor Herzl’in, İstanbul’a kadar gelerek Osmanlı’nın bütün borçlarını ödeme karşılığı Filistin’e Yahudi göçüne izin verilmesi istekleri red edildi.
-Abdülhamit’in 1909 yılında yönetimden uzaklaştırılması sonrası 1911 yılında çıkarılan toprak kanunları ile Filistin’eYehudi göçü önündeki bütün engeller kaldırıldı.
ABDÜLHAMİT SİYONİSTLER VE YAHUDİLERİN FİLİSTİN’E YERLEŞME İSTEKLERİNİ GERİ ÇEVİRİYOR
Sultan Abdülhamid hatıratında şu sözlere yer verir: "Eğer Filistin'de Müslüman Arap unsurunun faikiyetini [üstünlüğünü] muhafaza etmesini istiyorsak, Yahudilerin yerleştirilmesi fikrinden vazgeçmeliyiz. Aksi takdirde yerleştirildikleri yerde çok kısa zamanda bütün kudreti elde edeceklerinden, dindaşlarımızın ölüm kararını imzalamış oluruz."
Osmanlı Devleti, Filistin’de Yahudi yerleşimini arttırmayı planlayan Siyonist harekete karşı daima ihtiyatlı bir siyaset takip etmiştir. Sultan II. Abdülhamid, Siyonizm'i siyasal bir sorun olarak görmekte ve Yahudiler'in kitlesel olarak Filistin’e yerleştirilmelerininSiyonist hareketin lideri Theodore Herzl, Filistin'in Yahudi göçlerine açılması ve buranın muhtar bir Yahudi idaresine sahip olmasına karşılık
doğuracağı sakıncaları bilmekteydi.
Osmanlı'nın Avrupa Devletleri'ne olan borçlarının ödenmesi ve Avrupa basınında Padişah lehinde propaganda yapılması teklifini sunmak üzere Sultan II. Abdülhamid'le görüşme talebinde bulundu. Padişah'la bizzat görüşemeyen Siyonist Lider Theodore Herzl teklifini 1901 yılı Mayıs ayında Polonya'lı adamı Philip Newlinsky aracılığıyla Sultan'a iletti. Ancak bu talebe çok hiddetlenen dâhi idareci Sultan II. Abdülhamid teklifi kesin bir dille reddederek "Eğer Herzl senin arkadaşın ise ona nasihat et, bu mevzuda bir adım daha atmasın. Ben bir karış dahi olsa toprak satmam. Zira bu vatan bana değil Osmanlı milletine aittir. Milletim bu toprakları kanlarını dökerek kazanmışlardır. Ne ile aldıysak onunla geri veririz!" diyerek tarihi bir cevap vermiştir.
Bununla yetinmeyen Osmanlı Devleti, Filistin topraklarında Yahudi yerleşimini engellemek için çok önemli hukuki tedbirler almaya başladı. İlk olarak Yahudi yerleşimini engellemek için 18 Recep 1287 tarihli (1871) İrade-i Seniyye ile Filistin toprakları Miri Arazi'ye (Devlet Arazisine) dönüştürüldü. Ancak % 20'si yine mülk arazi şeklinde devam ettiği için Yahudiler bu kısımdan koparabildiklerine yerleşebiliyorlardı.
Sultan II. Abdülhamid 25 Rebiülâhir 1308/1883 tarihinde neşrettiği iradesindeki hukukî düzenleme ile Filistin Arazisi hakkındaki muhtemel kanunî boşlukları da doldurarak Yahudiler'e mülk satışına konulan engelleri daha da arttırdı. Bir taraftan da Hazine-i Hâssa'daki şahsî mal varlığıyla Filistin'de mümkün olduğu kadar çok toprak satın alarak Yahudiler'in bu topraklara yerleşme yollarını bütün bütün kesmeye çalıştı.
Sultan II. Abdülhamid, Filistin’de Yahudi yerleşimine karşı çıkma nedenlerini 21 Zilhicce 1308 (15 Temmuz 1891) tarihinde yayınladığı iradesinde net bir şekilde açıkladı. Bu nedenlerin başında da Filistin’de yerleşmek isteyen Yahudiler'in bu topraklarda bir Yahudi Devleti kurmayı amaçladıkları gösterilmekteydi. 21 Kasım 1900 tarihinde de Yahudilerin Filistin'e yerleşmelerini önleyici bir tedbir olarak "Mukaddes Toprakların Duhûliye Şatları" adı altında yeni tedbirler getirilmiştir. Bu şartlara göre Filistin'i ziyaret edecek her Yahudi, üzerinde mesleği, milliyeti, ve ziyaret sebebi yazılı bir tezkere veya pasaporta sahip olacaktı. Yahudiler'in elindeki bu tezkere Filistin'e ulaştıklarında görevli makamlarca alınıp kaydedilecek, 30 günlük sürenin dolmasından sonra ise sınır dışı edileceklerdi.
Sultan II. Abdülhamid durumu daha da netleştirerek daha sonra Filistin toprakları da dahil olmak üzere bütün Osmanlı Devleti topraklarında Yahudiler'e toprak ve mülk satışını tamamen yasakladı.
Nerdesin şevketlim, Sultan Hamid Han?
YanıtlaSilFeryâdım varır mı bârigâhına?
Ölüm uykusundan bir lâhza uyan,
Şu nankör milletin bak günahına.
.....