-İngilizlerin Filistin askeri harekatında en büyük yerel destek Mekke Emiri Şerif Hüseyin’den geldi.
-Şerif Hüseyin’in oğlu Faysal, Osmanlı’ya ihanet ederken Irak kralı da oldu. Ancak arkasında işgalci ülkelerin desteği vardı.
-O, halkının iradesine ve desteğine dayanmadı. Bir kukla idi.
Zayıf görünüşlü ince ve uzun boylu idi. Bakışlarından sinsi olduğu hemen anlaşılıyordu. Hep emir veren efendisine bakan bir uşak manzarası vardı fotoğraflarında…1883 yılında Mekke’de doğmuştu. Ve kimlik bilgilerinde Büyük Emir Şerif Hüseyin’in oğlu yazıyordu. 1913 yılında Hicaz bölgesinden ve Cidde şehrini temsilen Osmanlı Parlamentosuna milletvekili olarak seçilmişti. Hicaz’dan ayrılarak Osmanlı başkenti İstanbul’a kadar gelmesi… Kırmızı halılar üzerine basarak mebus koltuğuna oturması ve kendi ülkesinin refah ve mutluluğu için konuşması tebessümleri hep sahte idi. Ve onun kendi geleceği için derin beklentileri vardı.
Osmanlı’nın 1914 yılında 1. Dünya savaşına girmesi ile birlikte kendi seçildiği toprakların geleceği için arayışlar içinde idi. Ama pek belli etmiyordu tavrını. Osmanlı mebusu olarak 1916 yılı başlarında Şam’ı en son ziyaretinde bölgedeki Arap milliyetçileri ile görüşmüş ve “o anın beklenmesini” istemişti.
Hakkında bilgiler verdiğimiz kişi Hicaz Emiri Şerif Hüseyin’in oğlu Emir Faysal idi. 1916 yılı başlarında gerçekleyen gizli görüşmeler sonrasında Mısır’daki İngiltere Seferi kuvvetler kumandanlığının istekleri doğrultusunda hareket etmeyi, harcamaları için para ve silah almayı kabul etmişti. Aynı yıl içinde İngilizlerin Cidde limanına denizden saldırılarına emrindeki Arap isyancılar ile destek vermişti. Ve arkasından başlayan Medine kuşatmasına katılmış, Hz Muhammed’i ve kenti savunan Fahreddin Paşa kumandasındaki Türk askerlerine kurşun ve bomba atılmasına yardımcı olmuştu. Devamlı temas halinde bulunduğu kişi ise ünlü casus Lawrence idi.
İngilizlerin Filistin ileri harekatına da tam destek verdi. İngiliz kumandan Allenbi’nin 11 Aralık 1917 tarihinde Kudüs’e girişi olayını alkışlayanlar arasında idi. Lafın gelişi “kendisini Hz. Peygamber soyundan gösteriyor” ve kendisinde hikmetler olduğu fikirlerinizde etrafa yayıyordu.
Ekim 1918 başlarında İngiliz askerleri ve Emir Faysal’ın kumandasındaki Arap isyancılar Şam kentini muhasara ve ele geçirmişlerdi. Şam Hastahanesinde aç ve ilaçsız ama yaralı çok güç şartlar altında bulunan Osmanlı Askerlerine eziyet ve işkencenin yapılması hatta tekmelenmesi dövülmesine bile karşı çıkmadığı gibi destekleyici olmuştu. Aynı günlerde Şam’a gelen Lawrence elindeki fotoğraf makinası ile karşısında bulunan iki kişinin gülümsemesi ve omuz omuza vererek dostluk gösterisi yapmasının görüntüsünü fotoğraf karesine aldı. Hayalleri ve beklentileri arasında Osmanlı’nın terk ettiği topraklarda yani Suriye dahil daha aşağılarda Arabistan yarımadası ve Hint Okyanusuna kadar uzanan geniş alanda Büyük Arap Devleti’nin hükümdarı olmak istiyordu. 3 Ocak 1919 tarihinde Dünya Siyonist hareketinin lideri Haim Weizmann ile karşılıklı çıkarları ve işbirliği dostluğu esas alan anlaşmaya da imza atmıştı. Bu anlaşma ile Yahudilerin Filistin topraklarına yerleşmelerini ve milli vatan sahibi olmaları görüşlerini kabul etmişlerdi. Arkasında Büyük Britanya (İngiltere) Devleti’nin olduğuna inanıyordu. Osmanlı’nın terk ettiği Arabistan topraklarının yeni oluşumunun esaslarını belirleyen 1919 tarihli Paris Barış Konferansı’na katıldı. Paris’te iken yine görüntüye yansıyan bir kare fotoğraf daha çektirdi. Burada bir binanın giriş merdivenlerinde önde ve ayakta görülüyor hemen arkasında sağ tarafta casus Lawrence duruyor, yine Faysal’ın arkasında Fransız kumandan Pisani’nin kendine özgü başında şapkası var. Ve bu fotoğrafın verdiği mesaj ise her ne olursa olsun Faysal, arkasındaki büyük ülkeler olan Fransa ve İngiltere’nin istekleri ve destekleri doğrultusunda ayakta duruyor. Paris Konferansından çıkan en önemli sonuç ise Faysal’ın 1917 tarihli Balfur Deklarasyonunu kabul etmesidir.
7 Mart 1920 tarihli Suriye Meclisi’nin toplantısında Faysal “Büyük Suriye Kralı” olarak seçildi. İşte bu aşamada baltayı taşa vurdu. Çünkü Fransa üzerinde Fransa’nın mandater hakları vardı. Fransız ordusu Faysal’ın isteklerini red etti. Faysal’a destek veren Arap silahlı unsurlar 24 Temmuz 1920 tarihli Maysalum savaşıyla yenilgiye uğratıldı. Faysal Suriye’den kovuldu. İşte bu aşamada Faysal, kendisini İngiltere’nin kucağına attı. İngiliz İstihbarat Servisinden Irak devletinin sınırlarını çizen Gertrude Bell’in verdiği fikirler doğrultusunda İngiltere Mandaterliğini (hakimiyetini ve çıkarlarını) kabul etmesi şartıyla Irak kralı olması kabul edildi. Irak’ta göstermelik halk oylaması yapıldı. Faysal 5-96 oy çoğunluğu ile Irak Kralı seçildi. Ve 1921 yılı içinde Faysal resmen Irak Kralı idi.
Faysal Irak Kralı olarak tahta oturduğunda bir kare fotoğraf daha çektirdi. Orta yerde başında Arapların kendine özgü kenarları birbiri ile bağlantılı örtüsü ve onun altında askeri kıyafeti vardı. Koltuğa oturmuştu ama etrafta ona dikkatle bakınan İngiliz subayları vardı. Irak Devleti bu şartlar altında doğdu. Orta yerde ve tarih sahnesinde Faysal adında bir Irak Kralı vardı. Kendi halkının inançlarının kültürünün ve iradesinin sağladığı güç ile Kral olmamıştı. O sadece ve sadece efendilerinin emrinde göre yapan bir “kukla” idi. Tahta bacakları ile yürüme zorluğu çeken bir insan.
Kaynak: Faysal of Iraq, Wikipedia-Aralık 2008
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder