-Görünüşte Avustralya milli kimliğini canlandırma ve Türk-Avustralya tarihi barış ve dostluk girişiminin bir sonucu gibi düşünülerek Belemedik’te ölen 4 Anzac askeri için anıt dikilme çalışmaları, yaşanmış olayların farklı görünüşlerini yansıtmaz mı!
-ANZAC askerlerinin Filistin cephesinde ihanetler ve felaketler sonrası 150 bin Türk askerinin Mısır’daki esir kamplarına götürülmeleri, gözlerinin kör edilmesi ve binlercesinin de öldürülerek toplu mezarlara konulmasında hiç sorumluluğu yok mu!
Bu bilgiler kulaklarımı çınlattı. Aynı gün gece yarısı Adana’ya evime geldim. 2008 yılı Aralık ayı içinde Avustralya Devleti’nin girişimleri sonucu Torosdağlarının merkezi ulaşım özelliği olan Belemedik vadisinde 1915-18 yılları arasında esir hayatı yaşamış Avustralyalı askerlerden ölen 4 kişinin hatırasını yaşatmak amacıyla anıt dikilmesi projesi hayata geçiriliyordu. Anzac’ların da savaş arşiv belgelerinin derlendiği internet sitelerinde yaptığım kısa araştırma sonrasında olayın tarihi bilgilerine ulaştım. 1915 yılı 25 Nisan günü Çanakkale boğazına giriş yapan AE2 Avustralya denizaltısı, gece yarısından sonra ay ışığının batması ile birlikte boğazın içine giriş yapmıştı. Kepez burnu açıklarındaki mayınlı alandan geçmiş, saat 4.30 civarında sahildeki Türk projektörlerince görülmüş ve sahil bataryalarından açılan ateş ile Kumkale, Kilitbahir, Gelibolu arasında zikzaklar çizerek boğazın kuzeyine Marmara denizine doğru kaçmaya çalışmıştı. 30 Nisan 1915 günü Marmara denizine giriş yaptığı sırada Sultanhisar adındaki Osmanlı gemisi tarafından vurularak bataryaları arızalanmış ve batırılmıştı. Olay esnasında AE2 Anzac denizaltısının kumandan ve askerleri de esir alınmıştı. Olay sonrası Esir ANZAC askerler kısa sürede Afyon’da kalmışlar ve daha sonra daha iyi barınma şartlarından dolayı Torosdağlarındaki Belemedik tren istasyonunda bulunan kamplara getirilmişler, bir süre de demiryolu yapım işcisi olarak çalıştırılmışlardı. Belemedik’e getirilenler içinden sıtma, tifüs menenjit gibi hastalıklardan dolayı 4 anzac askeri de ölmüştü. Bunlar için Belemedik’te mezar da yaptırılmıştı. Ancak Osmanlı’nın 1918 yılında 1. Dünya Savaşını kaybetmesi ile birlikte buradaki Anzac askerlerinin mezarlarındaki naaşları Bağdat’a götürülerek oradaki Anzac mezarlığına konmuştu. Özetle: Belemedik’te Anzac askerler esir hayatı yaşamışlar içlerinden 4’ü hastalanarak ölmüş, ama onların bile naaşları taşınmıştı. ANZAC askerlerini kendi ülkesinin kahramanları olan gören Avustralya Devleti, onların hatırasını canlandırmak için Belemedik’e anıt dikme girişimi başlatmıştı. Bu bilgileri elde ettikten sonra kendi kendime sordum: “Anzac askerleri ile savaştığımız Çanakkale savaşında bu ülkenin fidan gibi gençlerinden 250 binini kayıp vermiştik. Biz Türkler için Çanakkale en zor şartlarında kazanılan bir zafer ve vatan mücadelesinin destanı” idi. Diğer yandan da Filistin cephesinde yaşanan 1915-18 yılları arasındaki savaşlar sonrası İngiltere devletinin resmi belgelerine göre sadece günümüz İsrail Devletinin kontrol ettiği topraklarda Kudüs ve civarında 50 bin Türk askerine ait yüzlerce toplu mezar vardı. Ve bunlar anısına bir tane şehitlik bile yoktu. Aynı savaşlar bittiğinde 150 bin askerin Mısır’daki esir kamplarında yaşadıkları olaylar ve 15 bin Türk askerinin de “cerasol katkılı” su tanklarında Ermeni doktorların gözetiminde zorla banyo yaptırılarak gözlerinin kör edilmesi gerçeği vardı. Bahsi geçen 15 bin Türk askerinin yaşadıkları dünya tarihinde eşi görülmemiş bir savaş suçu idi. İngiltere’den hesap sorulması ve “Özür dilenmesi” gerekiyordu. Bırakınız olayın sorumlularının özür dilemesini Türkiye’de iş başına gelen yönetimler ve onların toplumu yönlendiren tarih ve bilim kuruluşları bahsi geçen olayları araştırmak gündeme getirmeyi hiç düşünmemişlerdi. Özetli Türkiye’deki yönetimler bahsi geçen insanlık suçuna kör ve şaşı kalmışlardı. Bu gerçeklerin çelişkilerin ışığında 2008 yılı içinde Anadolu’nun bağrında Toros geçitlerindeki Belemedik tren istasyonunun bulunduğu vadine ANZAC ANITI dikilmesi çalışmaları sürdürülüyordu…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder